Her cerrahi girişimin olduğu gibi, fıtık onarımının da komplikasyonları vardır. Bunlardan birisi de yama enfeksiyonlarıdır. Özellikle ameliyat fıtıklarının onarımından sonra, olguların 10%’unda yama enfeksiyonu görülmektedir.
______________________________________________
Karın duvarının fıtıklarının onarımında yama ile onarım altın standarttır. Yamasız onarımlarda nüksler 50%’nin üzerinde olup, kabul edilemez oranlardadır.
Her cerrahi girişimin olduğu gibi, fıtık onarımının da komplikasyonları vardır. Bunlardan birisi de yama enfeksiyonlarıdır. Fıtık ameliyatlarında, olguların 10%’unda yama enfeksiyonu görülmektedir. Bunda; hastaya, tekniğe, ameliyat seyrinde olan olaylara ve son olarak da yamaya bağlı nedenler söz konusu olabilir. Bunların her biri ayrı bir konuşma konusudur. Ama başlıca risk faktörleri; diyabetik hasta, sigara içen hasta, obez hasta, stoma varlığı, ameliyatta bağırsak açılması, bağırsak rezeksiyonu yapılması, acil cerrahi, uzamış ameliyat süresi olarak sayılabilir.
Fıtık ameliyatı sonrası, cerrahi alanda enfeksiyon olduğunda, neden ortaya konmaya çalışılmalıdır. Tedavi bu doğrultuda yönlendirilmelidir. Mümkünse örnek alınarak mikrobiyolojik
inceleme yapılmalı, derhal geniş spektrumlu bir antibiyotik başlanmalıdır. Ultrason, bilgisayarlı tomografi gibi görüntüleme yöntemleri ile; enfeksiyonun kaynağı, derinliği ve yaygınlığı, yamanın enfekte olup olmadığı konusunda değerli bilgiler öğrenilebilinir. Bu bilgileri doğrultusunda, enfeksiyona drenaj ve / veya debridman yapılıp yapılmayacağı konusunda karar verilmelidir.
Geniş gözenekli polipropilen yamalar, diğer yamalara göre enfeksiyona daha dirençlidirler ve enfeksiyon durumunda yapılan tedavilerle kurtulma şansları biraz daha fazladır. Ancak yine de beklenti yüksek olmamalıdır. Polyester ve özellikle ePTFE yamalar, enfekte olmuşssa çıkarılmaları kaçınılmazdır.
Enfeksiyon olduğunda; cerrahi alan drene edilmeli, uzun süreli antibiyotik ile klinik ve laboratuvar olarak enfeksiyonun iyileştiği takip edilmelidir. Bu hastalar uzun dönem takip edilmelidir. Yama enfeksiyonlarının yarısına, ilk 3 ayda tanı konmaktadır. En sık ilk bir yılda görülmekle birlikte, iki yıla kadar görülmesi mümkündür.
Yamayı kurtarmaya yönelik tedaviler genellikle başarısız olur ve yamanın çıkarılması çoğu olguda kaçınılmazdır. Yamaya bağlı enfeksiyon ya da fistül olmuşsa, yamanın tamamı çıkarılmaya çalışılmalıdır! Eğer bir kısmı çıkarılırsa; ameliyat yerinde enfeksiyon riski 2,8 kat, hastaya tekrar invaziv bir girişim yapılması ise 3,4 kat artmaktadır.
Her hastanın durumu farklıdır; en güvenli olan yapılmalıdır. Eğer yama, önemli bir organ ya da damar yapısına yapışmıssa, risk alınmamalı; güvenli bir şekilde çıkarılabildiği kadarı çıkarılmalıdır.
Yama enfeksiyonlarını azaltmak için gelecek vaad eden bir gelişme ise, vücut ile daha uyumlu, enfeksiyona dirençli aktif yamaların geliştirilmekte olduğudur. Aktif demekte kastım; yamaya yüksek teknoloji ile antimikrobiyal ilaç yüklenerek, dokuya yerleştirildikten sonra bunu yavaş yavaş salarak enfeksiyona koruma yapmasıdır. Önümüzdeki dönemde; antibiyotik yüklü yamalar, PRP yada kök hücre ile işlenmiş yamalar ile karşılaşacağız. Bu tarif ettiğim yamaların faz 0 çalışmaları (hayvan deneyleri) yapılmaktadır ve umut verici sonuçlar alınmaktadır.
Sonuç olarak; yama enfeksiyonunu özellikle ameliyat fıtıklarında önemli bir sorundur ve konuda dikkatli olunmalıdır. Önlemek için hasta iyi optimize edilmeli, enfeksiyon oluştuysa da deneyimli bir cerrah/merkeze yönlendirilmelidir.