Uluslararası Fıtık Kongresi, 12-15 Mart 2018 tarihlerinde, Miami, ABD’de yapıldı. Kongreye dünyanın bir çok ülkesinden önemli sayıda cerrah katılarak oturumları ilgi ile takip ettiler. Şehrin Miami Beach olarak adlandırılan sahil kısmında, gösterişli Fontainebleu Otelinde yapılan kongrenin organizasyonu mükemmeldi.
______________________________________________
Avrupa ve Amerika Fıtık Dernekleri, her yıl kendi kıtalarında kongrelerini yaparlar. Üç yılda bir ise, sırayla, her biri kendi kıtalarında ev sahipliği yaparak ortak kongre düzenlerler. Bu ortaklıkları Hernia dergisinde de, kuruluşundan beri vardır. Avrupa Fıtık Derneği, Avrupa ülkelerini temsil eder ve 24 ülkenin bölüm olarak figüre ettiği, 1000’den fazla üyesi olan bir dernektir. Amerika Fıtık Derneği de sadece Amerika Birleşik Devletlerini değil, Orta ve Güney Amerika ülkelerini de temsil eder. Bu nedenle, ismini Americas Hernia Society olarak değiştirmiştir. Bundan önceki ortak kongre, 1. Dünya Karın Duvarı Fıtıkları Cerrahisi Kongresi adı altında Milano, İtalya’da zamanın Avrupa Fıtık Derneği Seçilmiş Başkanı Prof Giampierro Campanelli tarafından, dünyanın çeşitli ülkelerinden 2.500 cerrahın katılımı ile muhteşem bir şekilde gerçekleştirilmişti.
Kongrenin resmi etiketi #AHSEHS2018 olarak açıklandı. Aslında bu etiketi, biz yani Avrupa Fıtık Derneği Sosyal Meyda Komitesi ve Amerika Fıtık Derneği ile ortak olarak, geçtiğimiz yıl kararlaştırdık ve kullanmaya başladık.
Kongreye takip eden katılımcılar bu etiket ile Twitter, Facebook gibi sosyal platformlarda paylaşımlarda bulundular. Bunun yanısıra yaygın olarak #HerniaSurgery etiketini ve benim yarattığım #HerniaFriends etiketini sıklıkla kullandılar. Bu etiketler, bilgiyi bir havuzda toplamak için harika birer araç. Fıtık cerrahisinde özellikle Twitter 1 numaralı sosyal medya aracı ve faaliyetlerinde pay sahibi olduğum, Avrupa Fıtık Derneği’nin resmi Twitter hesabı @EuroHerniaS bu konuda çok aktif. Neredeyse hergün paylaşımları var. Güncel makalelerin yanı sıra kongre, konferans, canlı ameliyat duyuruları da paylaşılmaktadır.
Miami’den sonra bahsedeceğim. Öncelikle kongrenin bilimsel programından söz etmek istiyorum. Bilimsel program; Amerika Fıtık Derneği Başkanı Alfredo Carbonell ve Seçilmiş Başkanı Gina Adrales öncülüğünde, hem konuların içeriği hem de sunum yapan konuşmacıların yetkinlikleri açısından mükemmeldi. Sabah erken başlayan oturumlar kalabalık bir katılım ile izlendi.
Kongrenin 3. Günü Avrupa ve Amerika Fıtık Dernekleri ayrı ayrı genel kurul toplantılarını yaptılar. Avrupa Fıtık Derneği Yeni Başkanı Marc Miserez, Belçika oldu. Seçilmiş Başkan ise Agneta Montgomery, İsveç oldu. Seçilmiş Başkan, 2 yıl sonra Başkanlık görevine geliyor. Dernek Başkalığı görevini devreden Giampierro Campanelli, İtalya ise yönetim kurulunda Geçmiş Başkan adı altında figüre ediyor. Prof Campanelli, olağanüstü bir dönem geçirdi. Dernek yönetiminde tüm görevlerde çok başarılı ve üretkendi. Organizasyon yetenekleri ise eşssizdi. Kendisini çok özleyeceğiz. Amerika Fıtık Derneğinde ise Alfredo Carbonell’den Başkanlık görevini Gina Adrales devr aldı. 2019’da Las Vegas’ta #AHS2019’u düzenleyecek.
Yeri gelmişken gelecek dönem kongrelerden de bahsetmek istiyorum. Kongrede Amerikan Fıtık Derneği ve Avrupa Fıtık Derneği gelecek dönem kongreleri ile ilgili açıklamalar yaptı. Buna göre; Amerika Fıtık Derneğinin 2019 ve 2010 yıllık kongreleri, sırasıyla, 11-14 Mart 2019’da Las Vegas, ABD’de, 23-26 Eylül 2020’de New York City, ABD’de yapılacak. Avrupa Fıtık Derneğinin ise; sırasıyla, 11-14 Eylül 2019’da Hamburg, Almanya’da, Haziran 2020’de Barselona, İspanya’da yapılacak. Ayrıca, 2021 EHS ve AHS Ortak Kongresi, 26-29 Mayıs 2021’de Kopenhag, Danimarka’da yapılacak. Yine, 2022 Avrupa Fıtık Kongresinin Manchester, İngiltere’de yapılmasına karar verildi. Bütün bu kongrelerin listesine ve yararlı bilgilerine, web sayfaları dahil, Fıtık İstanbul Facebook Sayfası‘ndan da ulaşabilirsiniz!
Amerikan Fıtık Derneğinin kongrelerinde geleneksel Nyhus-Wantz dersi verilir. Bu oturumda, fıtık cerrahisinde duayen bir kişi, seçilmiş bir konuda konferans verir. Bu sene Creighton Üniversitesi Tıp Okulu, Omaha, Nebraska, ABD’nden Robert J. Fitzgibbons, “Karın duvarının yeniden yapılandırılmasında aşil tendonu: Enfeksiyon” konulu muhteşem bir sunum yaptı. İnsizyonel fıtıklar ile karın duvarının primer fıtıklarının aynı olmadığını vurguladı. Özetle; insizyonel fıtıklarda enfeksiyon oranının 23%’e kadar çıktığını, laparoskopik onarımlarda enfeksiyonun daha az görüldüğünü, polyester ve ePTFE yamalar ile daha çok enfeksiyon görüldüğünü, enfeksiyonu önlemek için ameliyat öncesi iyi hazırlık yapılması gerektiğini (zayıflama, diyabetin kontrolü, burun florasında stafilokok taşıyıcılığının önlenmesi, sigara içiminin sonlandırılmas), enfeksiyon olduysa da rehberlere bağlı kalarak tedavi edilmesi gerektiğini belirtti.
Sosyal medya oturumunda konuşan, Facebook’taki meşhur Uluslararası Fıtık Grubunun (IHC) kurucusu, New York’dan Brian Jacob, sosyal medyanın gündemi belirlemenin ötesinde, fıtık cerrahisinin ne yöne gideceği konusunda söz sahibi olmaya başladığını belirtti.
Belki de en önemli oturumlardan birisi de “Fıtık Önlenmesi” oturumuydu. Tıp Bayramımızın olduğu gün olan 14 Mart sabahı yapılan bu oturuma yoğun ilgi vardı. Orta hat karın kesilerini kapamada – daha önceki yazılarımda vurguladığım gibi – kesinlikle kısa dikiş aralığı tekniğinin standart olması gerektiği, kanıta dayalı olarak ortaya konarak vurgulandı. Yine, risk grubunda (obezite, kanser hastası, sigara içici vb…) önlem amaçlı yama konmasının doğru olacağı belirtildi. Acil laparotomilerde de önlem amaçlı yama konmasının, komplikasyonları artırmaksızın işe yaradığı gösterildi. Parastomal fıtıklarda ise, retromüsküler pozisyonda koruma amaçlı yamanın işe yaradığının bir çok çalışma ile gösterildiği ve bunların sayısının, bu yöntemi uygulamayı standart hale getirmede yeterli olduğu belirtildi. Parastomal fıtık hastalarının nasıl tedavi edilmesi konusunda ise, İnglizlerin yürüttüğü CIPHER çalışmasının sonuçlarının beklenmesi gerektiği söylendi. Biyolojik yamaların her yerde olduğu gibi önlemede de yeri olmadığı söylendi. Son olarak da; orta hat dışı kesilerde önlem amaçlı yama kullanılması ile ilgili veri olmadığı ama yürütülen bir kaç çalışmanın ön sonuçlarına göre işe yaradığı belirtildi.
Robotik cerrahi oturumunda; robotik cerrahiyi günlük pratiğinde düzenli kullanan cerrahlar, robotik platformun sadece pahalı bir dikiş makinası olmadığını özellikle vurguladılar. Yüksek yoğunluklu robotik cerrahi yapılan kurumlarda maliyetin düşük olduğu belirtildi. Robotik platformla yapılan fıtık cerrahisinin gün geçtikçe arttığı, bundan para kazanan hastane yönetimlerinin ve üretici şirketin memnun olduğundan bahsedildi. Yapılan çalışmalar; sadece fıtık cerrahisinde değil, diğer karın organları cerrahisinde de laparoskopik hatta açık yöntemlere göre bir üstünlüğünü gösterememiştir. Ancak, şunu bilmeliyiz ki, robotik cerrahi, laparoskopik cerrahinin bir evrimidir ve kaçınılmazdır. Yakın zamanda başka robotik platformlar, fikirler, yapay zeka ürünleri çıktığında bu sonuçlar eminim değişecektir ve robotik platformlar yaygınlaşacaktır. O zaman zaten maliyet de düşecektir. Burada şunu da akılda bulundurmak gerekiyor: Halen dünyada 5 milyar insan, basit cerrahi tedaviye ulaşamamaktadır!
Robotik platformun fıtık cerrahisinde sağladığı en büyük avantaj; özellikle karın duvarında fıtık deliğinin kapatılmasında, dikiş atma yeteneklerinin laparoskopiye üstün olmasıdır. Adeta bir el içerideymiş gibi manevra yeteneği vardır. Kongreye Flexdex şirketi de, yenilikçi el aleti ile katıldı. Bu el aleti, aslında bildiğimiz standart bir laparoskopik portegü (yani dkiş atıcı). Ancak, el bileği kısmı ve uç kısmındaki teknoloji; kolun ve elin doğal hareketlerini aletin ucuna aktarabiliyor ve ayrıca ucun eklemli ve kıvrılabilir yapısı (robotik platformunkine benzer) ile birleşince mükemmel bir alet meydana çıkmış. Maliyeti, robot ile karşılaştırılmaz bile! Girintili ve açılı yerlerde çok başarılı. Denedim ve çok beğendim.
Fıtık cerrahisinde son yıllarda konuşulan iki önemli konudan birisi, ERAS (EnhancedRecovery After Surgery) dediğimiz, ameliyat sonrası hızlı iyileşme protokolleri, kongrede de yerini aldı ve ayrı bir oturumda sunumlar yapıldı. Komplike karın duvarı fıtıklarının onarımı ve karın duvarının yeniden yapılandırılmasında bu protokollerin faydasının çok olduğu, hastanın ameliyat öncesi iyi hazırlanması gerektiği (sigara içiminin en az 1 ay önceden kesilmesi, kilo kontrolü ve egzersiz yapılması, diyabet hastalarında kan şekerinin kontrolünün sağlanması), ameliyat sonrası da bağırsağın erken çalışmasını sağlama ve ağrının kontrolünün öncelikli olduğu ve yapılması gerekenler vurgulandı.
İkinci önemli konu ise TAR (Transversus abdominis Release) olarak adlandırılan, arkadan katmanlarına ayırma tekniği yani Transvers kasın Gevşetilmesi’nin sonuçları değerlendirildi. Bu tekniğin rutin her olguya uygulanmaması gerektiği, yapılan olgularda da tekniğin çok iyi uygulanması gerektiği, karın yan duvarının stabilizasyonunun bozulmasına ve yan duvar fıtıklarına zemin hazırlayabileceği vurgulandı. Ayrıca, diğer bir vurguda; katmanlarına ayırma tekniğinin yamasız yapılanlarının nükslerinin kabul edilemeyecek kadar yüksek olduğu şeklindeydi!
Yeni teknolojiler oturumunda konuşan Neil Smart, İngiltere, bize yama teknolojisindeki gelişmelerden bahsetti. Yamalarda yapılan değişikliklerden basetti ve doksisiklin, PRP, kök hücre ve bunların kombinasyonu ile üretilen “Akıllı Yamaların” çalışmalarının umut verici olduğunu belirtti.
Kongreye, fıtık endüstrisi de yakın ilgi göstermişti. 20’ye yakın şirket, görkemli standları ile fıtık cerrahisi için ürettikleri cihazları, yamaları, sabitleme aletlerini ve benzeri ürünleri görücüye çıkardılar. Tabii, Avrupa ile Amerika arasında, ürünleri yasal olarak kullanıma sunma konusunda önemli farklılıklar var. Bir tıbbi ürünü kullanıma sunmak için, Amerikada FDA, Avrupada da CE onayı şart. Amerika büyük ve farklı bir pazar. Örneğin, bizim yıllardır avrupada fıtık cerrahisinde yama sabitlemede kullandığımız İngiliz AMS Group’un Liquiband Fix8 doku yapıştırıcı aleti, daha henüz yeni Amerikada FDA onayı almış ve tanıtıma çıkıyor. Böyle olunca da; kongrede ürün deneyimleri paylaşınca daha ilgi çekiyor. Kongreye tek robotik cerrahi platformu katılmıştı: Intuitive Surgery Şirketi tarafından yıllardır pazara sunulan da Vinci robotik cerrahi platformu. Robotun yeni simülatörünü deneme fırsatım oldu, çok beğendim.
Yeni yama varmıy dı? Sadece dikkatimi çeken Ovitex isimli biosentetik kombinasyonlu bir yamaydı ki, yakın zamanda bu tür yamaların sonuçlarını değerlendireceğiz. Bu biosentetik yamalar, geç dönemde emilen özellikde üretiliyorlar. Geçenlerde benzer bir yamanın 18 aylık sonuçları umut verici olarak açıklandı. Ben 2 yıllık sonuçlar açıklandıktan sonra karar verme taraftarıyım.
Kongrenin öğle aralarında, endüstri temsilcisi şirketler; katılımcıları, kendi ürünlerinin klinik kullanımlarını paylaşan cerrahların sunumu eşliğinde yemekte ağırladılar. İlgi büyüktü, çoğunlukla yer bulunamadı!
Kongrelerin bir faydası da dostlarla buluşma ve fikir alışverişinde bulunma imkanı tanımasıydı. Biz de, Avrupa Fıtık Derneği Sosyal Medya Komitesi olarak buluştuk ve toplantı yaptık. Gelecek dönemde yapacağımız projeleri planladık.
Miami, THY ile direkt uçuşla 13 saat sürüyor, dönüş 10,5 saat. Zaman dilimi olarak bizden 7 saat gerideler. Şehir, gördüğüm kadarıyla 2 tane. Birisi ana karadaki şehir, diğeri de; Miami Beach (Miami Plajı) olarak adlandırılan, ana karanın hemen doğusunda, ana karaya parelel, eni dar, Atlantikte uzanan ada parçası. Kongre Miami Beach’de yapıldı. Geniş ve ucu bucağı görülmez, beyaz kumla kaplı plajı etkileyiciydi.
Çok modern, yüksek, büyük apartmanlarının manzarası eminim harikadır.
Şehirde arabasız yaşanmaz, mesafeler uzun. Halkın 90%’ı Latin kökenli. Bu nedenledir ki her yerde tabelalarda İspanyolca, İngilizceye eşlik ediyor. İklim sıcak, Mart ortasındaki deniz sıcaklığı Bodrum’un yazın sıcaklığına denk! Esprisini de Twitter’da yaptım: “Karada Timsah, denizde Köpekbalığı! Miami’de hayatta kalmak zor” diye. Timsahlar ve köpekbalıkları meşhur burada. Ama endişelenmeyin, çok da hayatla iç içe değiller. Miami’de dikkat çekecek bir müze yoktu. Çok da dertleri değil sanırım 🙂
Bu gidişimde diğer izlenimlerimle pekişen şu oldu: ABD, başka bir kıtada bir ülke değil, onlar başka gezegende 🙂 Gerçekten ölçü birimlerinden hayata bakışlarına, önceliklerine bakınca çok çok farklılar. Artık anlıyorum; Türkiye’nin yerini bilmemelerini! Neyse, derin konu. Kongre, tüm yönleri ile akılda kalacak bir organizasyon oldu. Emeği geçenleri kutluyorum!
