Rektus diyastazı bir fıtık değildir ama bazen onarılması gerekir!
Rektus diyastazı fıtık cerrahları arasında son zamanlarda popüler bir konu. Tanımı, sınıflaması, tedavi edilip edilmemesi tartışmalı konular ve yeterli klinik çalışma yok. Daha önceleri kozmetik bir sorun olarak görülüp plastik cerrahların kapsamında iken, bel ağrısı, solunum problemleri, eşlik eden fıtıkların onarımında nüks riskinin artması gibi sorunlar nedeniyle fıtık cerrahlarının gündemine de oturdu.
Rektus kasları karnımızın önünde, göğüsten pubise kadar uzanan, birbirine bitişik bir çift kastır. Aralarındaki fasiyal alana linea alba denir. Rektus diyastazı (Diyastazis rekti, #DiastasisRecti), rektus kaslarının arasındaki açıklığın – fasya defekti olmaksızın – fizyolojik değerinin üstüne çıkmasına denir. Normalde aralarındaki mesafe 2 cm’yi geçmemesi gerekir. >2 cm ölçümler diastaz olarak kabul edilir.
Genellikle orta yaşta, obez erkeklerde (santral obezitesi olanlarda) ya da aşırı kilolu çocuk ya da ikiz gebelik olan kadınlarda sık görülür. Karın içi basıncı arttığında orta hatta özellikle göbeğin üst kısmının şişmesi ile karakterize bir durumdur. Kaslarda incelme ve zayıflama bu tabloya eşlik eder. 2015 yılında Milano’da yapılan Dünya Fıtık Kongresinde seçilmiş bildiriler bölümünde sunduğumuz çalışmamızda; obezlerde diastazın arttığını ve rektus kasların kalınlığının azaldığını gösterdik. Yine yaşla beraber rektus kaslarının inceldiğini, aralarındaki mesafenin arttığını saptadık.
Rektus diyastazı bir fıtık mıdır? Hayır.
Rektus diyastazı sonradan kazanılan bir durumdur ve bir fıtık değildir. Ancak linea albanın incelmesi ve zayıflaması orta hatta göbek fıtığı, ameliyat fıtığı ve trokar yeri fıtığına zemin hazırlar. Bu fıtıkların neredeyse yarısına rektus diyastazı eşlik eder. Çalışmalar, bu fıtıkların onarımı sırasında eş zamanlı rektus diyastazının da onarılmasının nükslerin azalmasına katkıda bulunduğunu göstermektedir.
Yazımın girişinde de bahsettiğim gibi rektus diyastazının tanımı ve sınıflamasında henüz bir görüş birliği yoktur. Onarımı ve sonuçları ile ilgili de yeterli çalışma yoktur. Ancak önerilmiş bir sınıflamaya göre rektus diyastazı 3 derecede sınıflanmış:
- Hafif <3 cm
- Orta 3 – ≤5 cm
- Ağır >5 cm
Her rektus diyastazı onarılmalı mıdır? Hayır.
İleri düzeyde bir rektus diastazı, karın duvarının stabilitesinin bozulmasına bağlı bel ağrısı yapabilir. Benzer olarak karın kaslarının koordine ve yeterli kullanılmasını engelleyerek solunum sorunları yaratabilir. Bu iki şikayet nedeniyle – fıtık olmaksızın – rektus diyastazına müdahale endikasyonu tartışılmaktadır. Ancak A sınıfı kanıt henüz yok.
Onarım için çeşitli seçenekler vardır: Açık yöntemlerinin yanı sıra minimal invaziv dediğimiz endoskopik teknikler, dikişli onarımların yanı sıra yamalı onarımlar da tedavi seçenekleri arasındadır. Plastik cerrahlar genellikle dikişli onarımları tercih ederken yukarıda belirttiğiniz sınıflamada da görüleceği üzere, ağır düzeydeki rektus diyastazlarında yama kullanmaksızın yapılan onarımların nüksü (Yinelemesi) fazladır. Son zamanlarda fıtık cerrahların rektus diyastazı tedavisine el atması ile onarım tekniklerinde çeşitlilik artmıştır. SCOLA, REPA eTEP, eMILOS, LIRA gibi teknikler rektus diyastazının düzeltilmesinde kullanılır olmuştur. Bu kısaltmaların anlamı için fıtık cerrahisinde kullanılan kısaltmalar (Hernia Acronyms) başlıklı blok yazımı okuyabilirsiniz.
Estetik dışı rektus diyastazının onarımı için hastayı iyi seçmeli, şikayetlerini doğru değerlendirmeli, tedavi için plan yapmada ultrason ya da bilgisayarlı tomografi gibi bir görüntüleme yöntemi kullanılmalıdır. Onarım sonrasında ciltte fazlalık kalacak ise plastik cerrahın yardımını almakta fayda vardır.