6. Ulusal Fıtık Kongresi, 5-7 Ekim 2017’de The Marmara Taksim, İstanbul’da yapıldı. Kongrenin Ana Teması “Karın Duvarı İşlevsel Onarımları” olarak belirlenmişti. Güzel bir kongre oldu. Son gelişmeleri paylaştık.
______________________________________________
6. Ulusal Fıtık Kongresi, 5-7 Ekim 2017 tarihlerinde The Marmara Taksim, İstanbul’da yapıldı.
Kongre Başkanlığını, Fıtık Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Metin Ertem, Sekreterliğini Doç. Dr. Şenol Carıllı yaptı. Bu güzel organizasyon için kendilerini tebrik ediyorum.
Organizasyonunda benim de katkılarımın olduğu kongrede; ana tema “Karın Duvarı İşlevsel Onarımları” olarak seçilmişti ve ağırlıklı bilimsel program karın ön duvarı fıtıklarını içermekteydi. Aslında temadan da anlaşılacağı gibi; karın duvarı artık bir organ gibi görülmelidir! Her ne kadar deri, kas, yağ, damar ve sinirlerle kurulu bir duvar gibi görünse de, ayakta durmamızdan öte soluk alıp vermemiz gibi çok önemli işlevlere destek olan bir yapıdır. Bu nedenle karın duvarındaki fıtıkları onarırken işlevsel görevlerini yeniden oluşturmak da hedef alınmalıdır. Bu da anatomiyi yeniden eski haline getirmeye çalışmak, bunu yaptıktan sonra da bu onarımı sağlamlaştırmak için sentetik bir yama konuşlandırmak gerekir.
Öncelikle hemen hemen tüm karın duvarı fıtıklarının onarımında sentetik bir yamanın kullanılması tavsiye edilir. Araştırmalarla bu doğrulanmıştır. Aksi durumda nüks riski artmaktadır.
Son yıllarda eğilim, karın duvarı fıtıklarında; fıtık deliğinin kapatılması yönündedir. Yamanın “Landing Zone” yani konuşlanacağı alanın kas arkası olması konusunda genel görüş birliği vardır ve bu araştırmalarla defalarca ortaya konmuştur. Fıtık deliği belirli bir genişliğe kadar dikişlerle kapatılır. Bu metrik sınır aşılınca artık kapatılması imkansız hale gelir. Kapatmak için başka şeyler yapmak gerekir. Bunlar da katmanlarına ayırma teknikleridir. Bu teknikler, karın duvarı önünden ya da arkasından uygulanabilir. Genellikle bu sınır, yani fıtık deliğinin enine çapı 7-8 cm ve üzeri olarak kabul edilir. Ayrıca bu sınır, laparoskopik onarımın da önerilen sınırını da içerir. Yani, 7-8 cm’ye kadar olan fıtıklara laparoskopik yaklaşmak uygundur.
Neden fıtık deliğini kapatmaya çalışıyoruz? Fıtık deliğini kapatmadan, deliği yeterince örtecek bir yama yetmez mi? Yakın zamana kadar şöyle bir görüş vardı: Fıtık deliğinin sınırlarını her yönde en aa 3 cm, bazı çalışmalarda 5 cm taşan yama koymak nüks açısından anlamlıdır! Ama fıtık deliği büyüdükçe orantısal olarak yama alanı da oldukça artmaktadır. Özellikle bu artış, laparoskopide bizi sınırlar. Bunun dışında; delik kapatıldığında konan yama daha fazla fasyal ve kas yüzeyi ile temas edeceğinden dokuyla bütünleşmede daha geniş bir yüzey bulacaktır. Bu daha fizyolojik ve arzulanan bir durumdur. Ayrıca delik açık bırakılarak yapılan yamalı onarımlarda, karın içi basınç artışlarında yama delik içine doğru daha fazla zorlandığında, önünde onu destekleyen sağlam bir tabaka olmadığından, nüks ya da yama altına yalancı nüks riski artacaktır. Bunun dışında, seroma, enfeksiyon gibi yara sorunları daha az görülecektir.
Son zamanlarda bazı çalışmalar, yama boyutunu seçmede fıtık deliği çapından çok delik alanının yama alanı ile orantısının önemi üzerinde durmaktadır. Yamanın fıtık alanına oranının 13 kat ve üzeri olmasının nüksü anlamlı azalttığı konusunda bilgiler vardır. Çap olarak da önerilen yeni oran, yamanın çapının fıtık deliğinin çapının en az 4 katı olmasıdır.
Tüm bu yukarıda anlattıklarım göz önünde bulundurulduğunda karın duvarı işlevsel onarımı sağlanabilir.
Kongreye konusunda uzman, “The Wall Masters” yani duvar ustaları esprisi ile adlandırdığımız 4 yabancı konuşmacı katıldı: Avrupa Fıtık Derneği Başkanı, İtalya’dan Giampierro Campanelli, Belçika’dan Filip Muysoms ve Frederik Berrevoet, Lübnan’dan Eli Chelala. Bu misafirler; komplike karın duvarı kapama teknikleri, yeni geliştirilen teknikler, Botox uygulamaları, robotik yaklaşım gibi önemli konularda güncel bilgileri ve tecrübelerini aktardılar.
Kongrede insizyonel fıtık önlenmesi konusunda son gelişmeler, bilimsel programda yerini bulmuştu. Özellikle “Kısa Dikiş Aralığı” tekniği ile karın kesilerinin kapatılmasının orta hat kesilerinde standart kapama yöntemi olması gerektiği vurgulandı. Yine yüksek risk grubu hastalarda önlem için insizyona proflaktif yama konulmasının komplikasyonları artırmadan faydalı olduğu konusundaki çalışmalar anlatıldı. Parastomal fıtıkların önlenmesinde proflaktik yamanın verilerinin daha kuvvetli olduğu, tavsiye edildiği söylendi.
Kongre öncesi 2 önemli kurs düzenlendi: Birincisi “Fıtık Cerrahisi Kursu” ikincisi ise “Cerrahide Enerji Aletleri Kullanımı Kursu”. Fıtık cerrahisi kursuna genç cerrahların ilgisi büyüktü. İkinci kurs, Ülkemizde ilk kez düzenlendi. Orijinali, Amerikan Sindirim Sistemi Cerrahları Derneği’nin (SAGES) düzenlediği FUSE (Fundamental Use of Surgical Energy) kursu olan bu program, ameliyathanede enerji aletlerinin optimal kullanımı, karşılaşılan sorunlar ve çözüm yöntemleri konusunda çok faydalı bilgiler içeriyordu. Programı, konusunda uzman kişiler anlattı ve özellikle kalabalık bir ameliyathane hemşiresi grubu tarafından ilgi ile takip edildi.
Kongrede ben hem kurs kısmında hem de bilimsel program kısmında iki konuşma yaptım. Fıtık cerrahisi kursunda, yama ve sabitleyiciler konusunda en son gelişmeleri aktardım. Bilimsel programda da; konu başlığı “İdeal Yama”. İdeal yamanın sırlarını aktarmaya çalıştım.
Güzel bir tarih, doğru mekan, harika bir hava, etkileyici bir bilimsel program, ilgili bir katılımcı grubu ile kongreyi tamamladık. Fıtık dostları ile hasret giderdik. Artık yenisini sabırsızlıkla bekleyeceğiz…